İzmir Basın ve Medya Kahvaltısı

İzmir Basın ve Medya Kahvaltısı
14 Ocak 2022 - 12:46
Reklam
Kıymetli basın ve medya mensupları, Demokrasi ve Atılım Partisi
İzmir İl Başkanlığı “İzmir Basın ve Medya Kahvaltı”sına hepiniz hoş
geldiniz, şeref verdiniz.


Öncelikle Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kıymetli
annesi Zübeyde Hanım’ı ölüm yıl dönümünde rahmetle anıyor,
ülkemiz adına canlarını veren evlatların cefakar annelerini saygıyla
selamlıyorum.
Tüzüğünün ilk sayfasının 3. maddesinde “Basın Özgürlüğü’nün” altını
özenle çizen, DEVA Partisi’nin İzmir İl Başkanı olarak, İzmir’in
emektar basın mensuplarıyla bu güzel organizasyonda buluşmaktan
son derece mutluyum.
Dünyada en çok gazetecinin tutuklu olarak hapishanelerde tutulduğu
ülkeler arasında yeri hiç değişmeyen Türkiye’de, gazetecilik gibi zor
bir görevi, canla – başla, yorulmadan, kamu adına yapan basın
mensuplarına şahsım ve partim adına duyduğum saygıyı belirtmek
istiyorum.
Son yıllarda yurttaşlarımızın haber alma hakkını kısıtlamak adına,
basın ve medya camiasında tekelleşmeye giderek, tek sesliliği kutsal
sayanların, ülkemizi rekabetçi otoriter bir rejime dönüştürmesini hep
birlikte gördük, görüyoruz. Bu süreçte toplumumuzun her kesimi, hiç
olmadığı kadar kendini baskı altında hissederken, bu rekabetçi otoriter
rejimden, belki de en çok nasibini alan kesim basın ve medya
kuruluşları oldu. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke
arasında 154. sırada kendine yer bulan Türkiye’nin, kişi hak ve
hürriyetlerine karşı tutumunun karnesi, basın özgürlüğü sıralamasında
kendini tüm dünyaya gösteriyor.
Hepimizin malumu olan ülkemizin son yıllardaki ekonomideki
durumunu DEVA Partisi olarak yalnızca, matematiksel verilere ve
sonuçlara dayandırmıyoruz. Yukarıda saydığım basın özgürlüğü ve
medya üzerindeki baskı, bugün yaşadığımız ekonomik ve yönetimsel
krizin belki de en temel nedenlerinden birini oluşturuyor. Bugün
küreselleşmiş dünyada, bilginin süratle yayıldığı günümüzde,
haberleri manipüle ederek, gerçekleri değiştirmeye çalışmanın
bedelini, 84 milyon olarak hep birlikte ödüyoruz. “Ekonomik Rant

Çeteleri”nin bir araya gelerek oluşturduğu medya kanalları
aracılığıyla, ekonomik gerçekleri ört bas etmeye çalışanların beyhude
çabaları, pazardaki, marketteki ve sokaktaki vatandaşın dikkatinden
kaçmıyor. Her ne kadar rakamlar ve haberlerle oynanmaya çalışılsa da
mazotun, elektriğin, ekmeğin ve bebek bezinin fiyatı, her birimizin
yüzüne çok sert bir biçimde çarpıyor. Ekonomimiz bu haldeyken, artık
çok ucuz hale gelmiş olan “hainlik ilan etme” yarışı içerisinde,
gündem suni konularla çarptırılıyor, zihinler bulandırılmaya
çalışılıyor. Bir taraftan büyükşehir belediyeleri kayyım sopası ile
hizaya çekilmeye çalışılırken diğer yandan kur oyunlarıyla birileri
zengin ediliyor, yastık altındaki üç beş lirası daha da değersizleşmesin
diye gayret gösteren yoksul vatandaşların üzerinden, gece yarısı,
ekonomik operasyonlarla silindir gibi geçiliyor. Halk ekmek
kuyruklarına muhtaç olmuş, sosyal yardım bağımlısı kitleler
oluşturulurken vicdanı sızlamayanlar, sorunları bitirmek yerine,
eskimiş ve kullanışsız DÇM’lerle kısırlaşmış çözümsüzlükleri, bir
kurtuluş reçetesi olarak halkımıza sunuyor. Tüm bunların bilinçlice
yapıldığını biliyor, olumlu sonuçlar ortaya çıkarmayacağını
görüyoruz. Rafa kaldırılmış ve kötü izler bırakmış köhne ekonomik
modellerin, ülkemizi hiperenflasyon bataklığına sürüklemesinden
endişe duyuyoruz.
Ülkemizin tüm bu ekonomik ve sosyal sorunlarını yakından takip
ediyor ve izliyoruz. Çözümlerimizi vatandaşlarımıza sokakta, pazarda,
evlerde, kahvehanede yani gördüğümüz her yerde anlatıyoruz. Hal
böyle iken
DEVA Partisi İzmir İl Teşkilatı olarak sokakta karşılık ve ilgi
buluyoruz. Bu ilgi sayesinde İzmir Teşkilatımız, 1 yıl 2 ay gibi kısa
bir sürede İzmir’in 24 ilçesinde teşkilatlanmasını tamamladı. Çok
yakın bir zaman içerisinde bu sayıyı 27’ye çıkarmayı hedefliyor,
sahadaki temaslarımıza ve çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz. Bugün
DEVA Partisi İzmir İl Teşkilatı olarak İzmir’in dört bir yanında
olmanın verdiği erişimle, herkese, her an ulaşma şansını yakalamış
bulunuyoruz. Durum böyle iken vatandaşlarımızın partimize olan
teveccühü her geçen gün giderek artıyor. Bugün İzmir’in neredeyse
her yerinde, partimize ulaşmak isteyen yurttaşlarımız, kendisine bir
muhatap bulabiliyor, derdini anlatabiliyor. Bunun için DEVA Partisi
İzmir’de, yurttaşlarımızın derdine DEVA olmak için ilçe teşkilat

binalarını bir çözüm merkezi olarak görüyor, ekonomideki, sosyal
hayattaki, adaletteki eşitsizliklerin giderilmesi için yurttaşlarımızla
birlikte kafa yoruyor, çalışıyor.
DEVA Partisi İzmir Teşkilatı olarak İzmir’de yaşayan herkesin
sorunlarına elimizden geldiğince ortak olmaya devam ediyoruz.
Bundan kısa bir süre önce yurt sorunu ile karşılaşan çaresiz gençlerin
yanında durduk. Bugün hala devam eden kadın cinayetlerinde kurban
olan İzmirli kadınlarımızın yanında adliyelerde durmaya devam
ediyoruz. Bu noktada şunu belirtmek isterim ki; DEVA Partisi İzmir
Teşkilatı’nın üyelerini koltuklarda ve makamlarda değil, pazarlarda,
üniversitelerde, adliyelerde görüyorsunuz ve görmeye devam
edeceksiniz. Çünkü biz siyaseti halkımızla beraber yan yana omuz
omuza yaparsak eğer anlamlı bulacağımıza inanıyoruz. DEVA
Partililer olarak bizler ülkemizi değiştirmek istediğimiz gibi siyasetin
amaç ve yapılış biçimini de dönüştürmek istiyoruz. Biz, siyaseti
çözüm üretemeyen, kısır döngülerin, rantın ve adam kayırmacılıkların
içinden çekip çıkarıp, onu, asli vazifesi olan, “insana hizmet” için
yeniden kurgulamak istiyoruz. Çünkü biz siyaset kurumuna hala
inanıyor, son yıllarda ciddi zedeler alsa da siyasette konuşmanın, ortak
aklın ve radikalliklerden arınmanın ülkemize huzur getireceğine
inanıyoruz.
Çözümün basit bir şekilde önümüzde durduğuna inanıyorum. Türkiye
siyasi tarihinde belki de bir milat olacak 6 siyasi partinin mutabık
olduğu “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” önerisinin ülke geleceği
adına kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu önerinin uzun yıllardır bir
araya gelmeyen toplumun farklı kesimlerini kaynaştırmanın ve
ülkemizde bulunan siyasi gerilim ikliminin dağılması adına önemli
katkıları olacağını umuyorum. Bu önerinin yalnızca siyasi bir hamle
olarak değil vatandaşlarımızın, ülkemizde birlikte yaşama arzusunun
da bir işareti olarak görüyorum.
Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan’ın geçmişte meydana getirdiği
ekonomik başarılar sayesinde ülkemiz bir dönem bolluk ve refahı
yaşadı. Bugünden geçmişe gıpta ile baktığımız o günlerdeki ekonomik
kalkınma rakamlarını tekrar yakalamak adına, vatandaşlarımızın
desteği ile yeniden karar verici noktalara erişmeyi, ülkemiz ve

geleceğimiz adına istiyoruz. Türkiye’deki siyasi yelpazedeki her
insanın hakkını teslim ettiği Ali Babacan ve onun ekonomik başarısı,
DEVA Partisi’nin kendisini tanıtması ve bir şans bulması için en
önemli argümanı haline gelmiş durumda.
Ülkemizi karanlık ve umutsuz günlerden çıkarmanın yolunu
ekonomik kalkınmada arıyoruz. Biliyoruz ki ekonomik gelişmenin
olmadığı yerde yoksulluk, çaresizlik ve geri kalmışlık vardır. Bu
yüzden ekonomi meselesi yalnızca mutfak üzerinden, giyim üzerinde,
arabalar üzerinden değerlendirilmemelidir. Döviz kurlarının durmayan
oynaklığı, aslında hayatlarımızdan çalınan eğitim, gelişmişlik ve
huzurlu günler olarak düşünülmelidir.
DEVA Partisi olarak bu sürecin ortaya çıkardığı tehlikeleri görüyor ve
okuyoruz. Ortaya koyduğumuz eylem planları ile çiftçimize,
esnafımıza, kadınlarımıza ve çocuklarımıza yarınların Türkiye’sinin
hedeflerini koyuyoruz.
DEVA olmak için yola çıktık, DEVA olduk, DEVA olmaya devam
edeceğiz.
Saygılarımla.
Bu haber 1110 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum