Cumhurbaşkanı Erdoğan: Askerimizi Libya'ya göndermeyin diyenlerin zihinleri çölleşmiştir

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Askerimizi Libya'ya göndermeyin diyenlerin zihinleri çölleşmiştir
09 Ocak 2020 - 15:48
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türk askerinin çöllere gönderilmesinden, ülkemizin bataklığa saplanmasından söz edenlerin kendi zihinleri çölleşmiş, kendi gönülleri bataklık haline dönüşmüştür." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engelli vatandaşların ve devlet korumasından yararlanmış gençlerin kamu kurumlarına yerleştirilmesi töreninde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"Kendilerine en iyi geleceği hazırlamaya çalışıyoruz"

Ülkemizdeki engelli memur sayısı, bizden önceki döneme göre yaklaşık 10 kat artışla 56 bin 500 kişiye ulaştı. Bugün de her eğitim seviyesinden bin 304 engelli vatandaşımızı kamuda işe yerleştiriyoruz.

Devlet korumasında yetişen gençlerimizden bugüne kadar kamuda görev alanların sayısı 29 bine yaklaştı.  Bugün de, yine her eğitim seviyesinden bin 561 gencimizin daha atamasını gerçekleştiriyoruz.

Böylece Türkiye, sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getiren bir ülke olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Bu ülkede yaşayan her birey gibi, engellilere ve devlet korumasında yetişen gençlerimize de sahip çıkıyor, kendilerine en iyi geleceği hazırlamaya çalışıyoruz.

"Türkiye'nin zenginliğini her kesimden insanın istifadesine sunduk"

Geçmişte, devlet ile millet arasındaki ilişkiler uzunca bir süre maalesef kopuk yürüdü. Tek parti döneminde insanına tepeden bakan, milleti hor-hakir gören jakoben bir anlayış hakim oldu. Çok partili siyasi hayata geçilirken, milletimiz sadece değerlerine saygı duyan değil, aynı zamanda kendisine hak ettiği hizmetleri getiren bir yönetim anlayışının da özlemi içindeydi.

Rahmetli Adnan Menderes ve ardından rahmetli Özal, işte bu iki alanda birden yaptıkları reformlarla milletimizin gönlünü fethettiler.  AK Parti’nin 17 yıllık iktidarındaki en büyük başarısı, hem demokrasiyi geliştirmesi, hem de kalkınmayı sağlamasıdır. Tabii kalkınma, bu ülkenin vatandaşlarının her birini de kapsayınca anlamlı hale gelir.

Ülkenin kaynakları, eskiden olduğu gibi, sadece bir avuç mutlu azınlığın emrine verildiğinde, yapılan işin adı kalkınma değil, adaletsizlik olur. Biz, Türkiye’nin zenginliğini 81 vilayetin tamamına ve buralarda yaşayan her kesimden insanımızın istifadesine sunduk.

"Son 17 yılda tam 339 milyar liralık sosyal yardımda bulunduk"

Türkiye’yi büyütürken, üretimi artırırken, milli gelirimizi 3 kattan fazla yükseltirken, istihdam yelpazesini genişletirken, tüm vatandaşlarımızı kucaklamaya gayret ettik. Dünyanın en iyi sosyal güvenlik ve sağlık sistemini kurmamızın amacı da budur.

Ülkemizde, devletin şefkat şemsiyesi dışında hiç kimsenin kalmaması için özel çaba gösterdik.

Sosyal yardımlar için ayırdığımız yıllık bütçeyi 2 milyar liradan 55 milyar liraya çıkardık.  Son 17 yılda tam 339 milyar liralık sosyal yardımda bulunduk.

Milli gelirimiz içindeki sosyal yardımların payını yüzde 0,3’ten yüzde 1,2 seviyesine yükselttik.

Engelliler ve devlet korumasındaki çocuklar yanında, kadınlara, yaşlılara, dul ve yetimlere, şehit yakınları ve gazilere ihtimam gösterdik.

Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe, ortaya çıkan değeri tüm vatandaşlarımıza yansıtmaya inşallah devam edeceğiz.

"Hizmetlerin erişilebilir şekilde verilmesini istiyoruz"

Engellilerimizin toplumsal hayatın her alanında olmalarını sağlamak için çok yönlü çalışmalar yürütüyoruz. Bunlardan ilki erişilebilirlik meselesidir.  Sağlık ve eğitim kurumları ile işyerleri başta olmak üzere, her alandaki hizmetlerin, engelli ve yaşlılarımız açısından erişilebilir şekilde verilmesini istiyoruz.

Evinden çıkan bir engelli veya yaşlı, kaldırımıyla, yaya geçidiyle, parkıyla, bina girişiyle, toplu taşıma aracıyla her bakımdan kolayca yararlanabileceği imkânlara sahip olmalıdır. Aynı şekilde bu vatandaşlarımız, günümüzün vazgeçilmez araçları olarak bilgi ve iletişim teknolojilerinden faydalanma konusunda da hiçbir bariyerle karşılaşmamalıdır.

"Yeni yatırımlar erişilebilirlik esasına göre yapılmalı"

Şüphesiz bunu sağlamanın yolu, tüm hizmetleri, engelli ve yaşlılarımız için erişilebilir olarak tasarlamaktan geçiyor.

Şayet bir şehirde hala yollar, kaldırımlar, bina girişleri, asansörler, lavabolar; velhasıl hayatın her anında ihtiyaç duyulan unsurlar erişilebilir değilse, orada ciddi eksiklik var demektir.

"2020 yılının Erişilebilirlik Yılı olarak ilan edilmesinde fayda görüyorum"

Belediyelerimiz başta olmak üzere, bu konuda sorumluluk sahibi her kurumun, artık bu gerçeği kabul etmesi ve buna uygun davranması şarttır. Yeni yatırımlar erişilebilirlik esasına göre yapılmalı, eski binaların bu doğrultuda dönüşümleri de süratle tamamlanmalıdır.

Bu sürecin rastgele, plansız, programsız yürütülmesi de doğru değildir. Erişilebilirlik standartları belirlenmeli ve tüm kurumlar çalışmalarını buna göre yürütmelidir.

İşte bu amaçla, 2020 yılının Erişilebilirlik Yılı olarak ilan edilmesinde fayda görüyoru
Bu haber 1184 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum