CHP İSTANBUL'DAN İMAMOĞLU'NA DESTEK ZİYARETİ

CHP İSTANBUL'DAN İMAMOĞLU'NA DESTEK ZİYARETİ
22 Aralık 2022 - 12:34
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu liderliğindeki heyet, hakkında yerel mahkemece hapis ve siyasi
yasak kararı verilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek ziyaretinde bulundu. Yaşanılan örnek
olaylardan iktidar kanadının kötülüğünün sınırının olmadığını gördüklerini belirten Kaftancıoğlu, “Dün gece
olanlar, bize bir kez daha bu kötülüğün sonunun olmadığını gösterdi. İstanbul örgütü olarak; nasıl 31
Mart'ta, nasıl 23 Haziran'da inanarak, çalışarak, sandıklara ve oylara sahip çıkarak, İstanbul'u halka
verdiysek, bu kötülükler karşısında da aynı inançla hep birlikte mücadele edeceğiz ve sadece İstanbul'a
değil, Türkiye’ye nefes aldıracağız” dedi. Haklarında uydurma bir “terör soruşturması” başlatıldığını
hatırlatan İmamoğlu da “Birkaç gün önce, malum bakan çıkıp, ‘Şöyle olursa görevden almam, ama böyle
olursa, şu hallerde görevden alırım’ dedi. Bu ne kibir, bu ne aymazlık… Bu dil ve bu akıl, Gaziosmanpaşa'da
kahve, çay içeceği kahvehane bulamayacak. Doğduğum toprakların insanı, evladı olduğum yerin insanı
olarak söylüyorum: Trabzon'da, Of'ta gidecek, çay içecek kahvehane bulamayacak. Selam verecek adam
bulamayacak. Ben milletimin vicdanını biliyorsam, o vicdan yoksunu akıldan, adalet yoksunu akıldan, insan
sevgisi yoksunu akıldan çıkan bu sözlerden sonra, gelecekle ilgili tarifim net: Bulamayacak. Ama ben,
Allah'ıma şükür, 86 milyon insanın yaşadığı bu ülkede, hangi köye gitsem, o köyün evinde misafir olacağımı
biliyorum. Bu tür iş ve işlemlere başvurarak, ‘Bir şey yapalım, ayağını kıralım; bir şey yapalım, konuşturalım;
bir şey yapalım, önünü keselim; şunu yapalım, bunu yapalım; nafile. Nafile. Ok, yaydan çıkmıştır. Bu
memlekette değişim olacaktır. Er ya da geç olacaktır” şeklinde konuştu.
SARAÇHANE / İSTANBUL
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu liderliğindeki il yönetimi, partinin İstanbul’daki 39 ilçe başkanı ve 14
belediye başkanı, hakkında yerel mahkemece hapis ve siyasi yasak kararı verilen İstanbul Büyükşehir Belediye
(İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek ziyaretinde bulundu. Saraçhane’deki tarihi İBB Meclis Salonu’nda
gerçekleştirilen buluşmada, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu birer konuşma yaptı.
KAFTANCIOĞLU: “31 MART VE 23 HAZİRAN’DA NASIL MÜCADELE VERDİYSEK…”İl yönetimi ve tüm parti kadroları olarak, İstanbul’a aynı yıl içinde iki kez Belediye Başkanı seçilen
İmamoğlu’nun yanında olduklarına vurgu yapan Kaftancıoğlu, “Başkanım, ‘Geçmiş olsun demiyorum’ dedim.
Çünkü, iktidardaki kötülüğün yaptıklarının sınırı yok. Ve görünen o ki, bundan sonra da yapacaklarının sınırı
yok. Ancak, biz biliyoruz ki, hep birlikte, sadece bizlere yapılan kötülükler nedeniyle değil, hep beraber omuz
omuza bizler, 85 milyonun başından bu kötülüğü devam etmek def etmek için, onlar ne yaparlarsa yapsınlar,
onların kötülüklerinin sınırı yoksa, bizlerin de azminin, kararlılığının ve çalışma inancının sınırlılığı yok, diyorum.
Ve dün gece olanlar, bize bir kez daha bu kötülüğün sonunun olmadığını gösterdi. Biz biliyoruz ki, hep beraber
İstanbul örgütü olarak nasıl 31 Mart'ta, nasıl 23 Haziran'da inanarak, çalışarak, sandıklara ve oylara sahip
çıkarak, İstanbul'u halka verdiysek, bu kötülükler karşısında da aynı inançla hep birlikte mücadele edeceğiz ve
sadece İstanbul'a değil, Türkiye’ye nefes aldıracağız, diyorum” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: “İNSANLARIN ‘BU DA MI YAPILIR’ DİYECEĞİ…”
Siyasi yol arkadaşları tarafından kendisine yapılan destek ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren
İmamoğlu, “Elbette böylesi anlarda bir arada olmak, çok daha değerli. Yüz yüze ya da fiziksel olarak olmasına
gerek olmaksızın, biz zaten aslında birbirini hisseden, bir arada değilken bile bu hukuksuzluğa ya da haksızlığa
uğradığımız anlarda manen birbirimizi nasıl desteklediğimizi, olduğumuz çalışma alanlarında faaliyetlerimizle
birbirimizi nasıl yüreklendirdiğimizi biliyoruz” dedi. Son yıllarda CHP ve üyelerinin birçok hukuksuz
uygulamalara maruz kaldığını hatırlatan İmamoğlu, “Hepsi gerçekten üzücü, hatta çoğu zaman şaşırtıcı. Bazen
de insanların ‘Bu da mı yapılır’ diyeceği kadar akla hayale gelmeyen tavırlarla ya da üsluplarla uygulanan
birtakım süreçler… Ama bir kısmı var ki; hani bam teli gibi” diye konuştu.
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA YAPILAN LİNÇ GİRİŞİMİNİ HATIRLATTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 21 Nisan 2019 tarihinde Ankara’nın Çubuk ilçesinde katıldığı şehit
cenazesinde maruz kaldığı linç girişimini örnek olarak gösteren İmamoğlu, şunları söyledi:
“Genel Başkanımızın yargılanma sürecindeki yaşatılan ve yaratılan o acı olayı, Türkiye Cumhuriyeti tarihi
açısından büyük bir travma, büyük bir hukuksal hezimet olarak görüyorum. Çok acı bir durum. Türkiye'nin ana
muhalefet liderine, yaratılan bu olayda iktidar bileşeni partiler, bu acı olayı kınamak veya ona karşı bir tavır
almak şöyle dursun, neredeyse hukuku, adalet sistemini kışkırtan birtakım söylemlerde bulundular. Benim
hayatımda, çok enteresan, acı ve derinden kaygı hissettiğim anlardan birisidir. Tabiri caizse, insanın kanını
dondurur. Bu kadar acı bir şey. Çünkü, neredeyse her şeyi göze almış, öldürmeyi bile göze almış bir ortamda
kurtulan, Türkiye'nin en büyük, geçmişi kuvvetli ve en eski siyasi partisine, ana muhalefet partisinin GenelBaşkanına yapılan saldırıdaki hukuki sürecin analizinden bahsediyorum. Oradaki toplumsal olayın içeriğine
girmeyeceğim; onun da ayrı boyutları var. Ama hukuktaki tarafının vahameti açısından bu altı çizilen, çizilmesi
gereken bir olay.”
BİR AK PARTİ’LİYLE OLAN ANISINI ANLATTI
İmamoğlu, 2015 yılının Haziran ve Kasım aylarında yaşanan seçim süreçleri sırsında tanık olduğu bir anıyı yol
arkadaşlarıyla paylaştı. Önce milletvekilliği, sonra bakanlık yapan ve kendisinin de önceden beri tanıdığı bir
siyasinin, “Allah utandırmasın, başarılar dilerim. Ama bak; Türkiye'nin önüne bir fırsat doğdu. Böylesi yüksek
oranlı bir koalisyon, Türkiye'ye muazzam bir rehabilite dönemi, restorasyon dönemi, demokrasinin
iyileştirilmesi, hukukun iyileştirilmesi dönemini yaşatabilir. Hepimizin şikayet ettiği, devletin içine sızan bir
kısım süreçleri analiz edilip, bunlarla ilgili düzenlemelerin yapılması için de bu bir fırsat olur. Ve adım gibi
söylüyorum; bunu siz yapamazsınız. Onun için gelin uzlaşıyla bu iki partinin bir araya gelmesini destekleyelim.
Önemli değil, 2 yıl çalışsınlar Türkiye için hukuk düzeni ve siyasetin iyileşmesi için. Bu size de iyi gelecek, bize
de iyi gelecek, Türkiye'ye de iyi gelecek. Sonra herkes çıksın, yine bir siyasal süreçte yarışsınlar. Bir demokratik
sonuç çıkar ortaya. Ülke, inanılmaz gaza basar” şeklindeki sözlerine, “Ya ne diyorsun Ekrem, Allah'ını seversen?
Biz, daha hızlı geliyoruz. Kafa-göz yaracağız. Daha büyük kavgalar edeceğiz; bu ne ki!” şeklinde yanıt verdiğini
aktardı.
“NASIL KAFA-GÖZ YARMAYA GAYRET ETTİKLERİNİ YAŞIYORUZ”
“O iki seçim arası başka acılar yaşandı. Ama o tarihten itibaren nasıl kafa-göz yarmaya gayret ettiklerini, Meclis
çatısı altında yaptıkları saldırıları da yaşıyoruz” diyen İmamoğlu, “Bunun yanı sıra, ülkemizin farklı noktalarında
da nasıl bir tavır takındıklarını, tutum aldıklarını da görüyoruz. Bu nerede? Bürokraside. Nerede? Hukukta.
Nerede? Devletin belli kademelerinde. Nerede? Atanmış bakanlarında. Çünkü sürecin, en tepeden aşağıya
kadar, bu şekilde yapılması yönünde talimat aldıklarını, o gün, o kişi bana söylemişti. ‘Bize talimat verdi. Daha
sert olacağız’ dedi. ‘Ya ne biçim konuşuyorsun sen? Burası boks arenası mı? Yüce Türkiye Cumhuriyeti
Meclisi’nden bahsediyoruz’ dedim” ifadelerini kullandı.
“VİCDAN, AHLAK VE ADALET DUYGUSU YÜKSEK AK PARTİLİLERE SESLENİYORUM: SES ÇIKARMA
ZAMANIDIR”
TBMM ve İBB Meclisi çatıları altında da vicdan, ahlak ve adalet duygusu yüksek kişilerin olduğunu bildiğini
belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:“Özellikle İBB Meclisi'nde olup da bu süreçleri izleyip, vicdanı ‘cız’ eden, kafası öne eğilen, eve gidip kafasını iki
eli arasına alıp, düşündüğünde ‘Bu yapılır mı’ diye kendi kendine vahlanan arkadaşlar var ise, ki var olduğuna
ben inanıyorum, sesini çıkarma zamanıdır. Herkese, ‘Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır’ hadisini
hatırlatıyorum. Biz eğer böyle bir ahlaka, böyle bir vicdana sahip isek… Her siyasi mevzuda ses çıkarmak
anlamlı olmayabilir. Ama biz İstanbul'dan bahsediyoruz. İstanbul seçiminden bahsediyoruz. Bu Meclis’in
Başkanı’ndan bahsediyoruz. Ve bu şehrin tarihi boyunca en fazla oy almış Belediye Başkanı’ndan bahsediyoruz.
Bu zaman diliminde, ‘Ben, niçin sesimi çıkartmadım, konuşmadım’ diyen… Ben şöyle düşünüyorum: Ben böyle
bir şey yapsam, hayat boyu utanç duyarım. Çünkü, bu koltukta oturmanın sorumluluğu var.”
3 FİDANI VE MENDERESLER’İ HATIRLATTI: ONLAR MİLLETİN KALBİNDE, KARARI VERENLER YERLE BİR
Her şeyin siyaset olmadığının ve siyaseten kazanmak için her yolun mubah olmadığının altını çizen İmamoğlu,
“Böyle bir ahlakı, bu toplum kabul etmez. Geçmişte de etmemiştir. Bundan sonra da etmeyecektir. Er ya da
geç, utanç duyulmuştur. Bu ülkede asılan delikanlılar, hala milletin kalbindedir. Ama o kararın altına imza
atanlar, yerle bir olmuştur. Aileleri de utanç duymuştur. Ya da bu memlekette asılan bir ülkenin Başbakanı…
Hala konuşulur ve üzüntü duyulur, herkes başını öne eğer. Ama o mahkemede, o kararın altına imza atanlar,
yerle bir olmuştur. Dolayısıyla hangi konu olursa olsun, hukuksuzluğa karşı susmam, yetki dahilindeyse,
yetkinizin içindeyse, sizi direkt ve birebir ilgilendiriyorsa, buna karşı susmak, asla ve asla bu memleket insanına
yakışmaz. Daha ileri gidiyorum: İnanan insanlar için konuşuyorum, bizim inancımıza sahip bireylere de
yakışmaz” diye konuştu.
“ADALET, CHP’LİLERE GÖRE YA DA AK PARTİLİLERE GÖRE DÜZENLENMEDİ”
Özel, siyasi ve idari yaşamında haksızlığa uğrayan kim var ise, yanında olmaya gayret ettiğine vurgu yapan
İmamoğlu, “Sadece Cumhuriyet Halk Partili mağdurların üzüntüsünü yaşamadım. Bunu söyleyeyim. Bununla
da gurur duyuyorum. Her zaman da aynısını yapacağım. Adalet, CHP’lilere göre ya da AK Partililere göre
düzenlenmedi. Her ne kadar Türkiye'de öyle uygulansa da… Ama öyle düzenlenmedi. Hem yüce Türkiye
Cumhuriyeti'nin yargısı, adalet böyle düzenlenmedi hem de manevi adalet, böyle düzenlenmedi. Herkesi eşit
gören, herkese eşitliğini hissettiren temelde bir duruştur. Bunu yapmayanlara -ben kalbimdekini söylemeden
duramam- kendi evlerindeki eşi, çocuğu, annesi, babası hesap soracak. Bu koltuğu işgal eden ve sesini
çıkartmayan, ‘Her yol mubahtır’ diyen siyaset anlayışına sahip bireylere, kendi çocuğu bile hesap soracak.
Bugün soracak. Dün dedim ya; ‘Bu yargı kararına imza atan hakim ve savcının çocukları için bile biz
kazanacağız.’ Yani onların çocuklarının, eşlerinin, annelerinin, babalarının hukuksuzluklara muhatap olmaması
için de biz, önümüzdeki seçimi kazanmak zorundayız. Onlar için de çalışacağız” dedi.AK PARTİ KURUCULARINA “HUKUK” TEŞEKKÜRÜ
Hakkında yerel mahkemece verilen hapis ve siyasi yasak kararına tepki gösteren AK Parti’nin eski kurucuları ve
halen görevde olan isimlerine teşekkür eden İmamoğlu, “Hukuk adına, yargı adına çok kıymetli açıklamalar
yaptılar. Hem Sayın Abdullah Gül'ün açıklamasını okudum hem Sayın Bülent Arınç'ın, Sayın Cemil Çiçek’in,
Hüseyin Çelik'in… Belki ihmal ettiğim olabilir ama birebir okuduklarımdan bahsediyorum. Tam da bahsettiği
bu. Parti mensubu olabilirsiniz. Ama yargısız bir infaz ya da adaletli bir yargılamanın olmamasının karşısındaki
bir duruşu göstermek, büyük bir erdemdir. Olması gerekendir. Devlet insanlığıdır. Devletin insanı olmak, o
sorumluluğu yaşamak ve yaşatmaktır” diye konuştu.
“TERÖR SORUŞTURMASI” YANITI: “BU MEMLEKETTE DEĞİŞİM ER YA DA GEÇ OLACAKTIR”
Konuşmasını, “Dün itibariyle bir de uydurma bir terör soruşturmasının savcılığa başvurma hali…” sözleriyle
devam ettiren İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Birkaç gün önce, malum bakan çıkıp, ‘Şöyle olursa görevden almam, ama böyle olursa, şu hallerde görevden
alırım’ dedi. Bu ne kibir, bu ne aymazlık… Ben samimiyetle söyledim; İstanbullu olarak İstanbul'un hizmetinde
olmaktan onur duyan bir kişi olarak söylüyorum: Bu dil ve bu akıl, Gaziosmanpaşa'da kahve, çay içeceği
kahvehane bulamayacak. Doğduğum toprakların insanı, evladı olduğum yerin insanı olarak söylüyorum:
Trabzon'da, Of'ta gidecek, çay içecek kahvehane bulamayacak. Selam verecek adam bulamayacak. Bu kadar
net. Ben milletimin vicdanını biliyorsam, o vicdan yoksunu akıldan, adalet yoksunu akıldan, insan sevgisi
yoksunu akıldan çıkan bu sözlerden sonra, gelecekle ilgili tarifim net: Bulamayacak. Ama ben, Allah'ıma şükür,
86 milyon insanın yaşadığı bu ülkede, hangi köye gitsem, o köyün evinde misafir olacağımı biliyorum. Bu tür iş
ve işlemlere başvurarak, ‘Bir şey yapalım, ayağını kıralım; bir şey yapalım, konuşturalım; bir şey yapalım,
önünü keselim; şunu yapalım, bunu yapalım; nafile. Nafile. Ok, yaydan çıkmıştır. Bu memlekette değişim
olacaktır. Er ya da geç olacaktır.”
“ÖNÜNDE HİÇBİR ENGEL TANIMAYAN, MİLYONLARCA İNSAN VARDIR BU ÜLKENİN”
“Önünde hiçbir engel tanımayan, milyonlarca insan vardır bu ülkenin” diyen İmamoğlu, “Bu inisiyatifi ortaya
koymuş on milyonlarca insanı vardır. Ve aldığımız bu karara, otomatik olarak, direkt, en az yüzde 75-80
civarında ‘Bu kararınız yanlıştır’ diyen vicdanı yüksek bir millete sahibiz. Ne yaparsanız yapın. Yüzde 10-12
seviyesinde hırsı, aklının önüne geçmiş bazı insanlar olabilir. Olabilir. Var. Hırsı, aklının önünde. Kibri, ihtirası
aklının önünde insanlar vardır. Ama biz, milletimizin bütün o yüce duygularına inanıyoruz. Ve milletin
vicdanında, adaletinde karşılık bulmayan bir karar, zaten bizim de vicdanımızda yok hükmündedir. Biz, dündenfersah fersah daha umutluyuz. Dünden, fersah fersah daha güçlüyüz. Dünden, fersah fersah daha kararlıyız.
Çünkü biz, buraya geldiğimiz gün, zaten ceketimizi alıp çıkacakmış gibi görevimizi yapıyoruz. Birileri gibi, bir
şeyleri doldurup gidecek gibi görev yapmamış. Ceketimizi alıp gideceğiz. Dolayısıyla bizim bu konumla ilgili bir
derdimiz yok” şeklinde konuştu.
“KOLTUKTAN GÜÇ ALMAYA DEĞİL, GÜÇ KATMAYA GELDİK”
Kendilerinin koltuktan güç alan değil, koltuğa güç katmaya gelmiş insanlar olduklarına vurgu yapan İmamoğlu,
“Bundan da asla vazgeçmeyeceğiz. Kararlıyız. Tabii ki burada insanın kendi ailesi, kendi siyasi ailesi, en büyük
güç aldığı kaynağıdır. Hem Genel Başkan’ımıza son Ankara'daki buluşmamızdaki, gösterdiği o derin sıcaklığa
yürekten teşekkür ediyorum. Hem de sizlerin bugün bizimle bir arada olması, benim için elbette çok kıymetli.
Bir aradayız. Her zaman bir aradayız. Hep bir arada olacağız. Özellikle burada halkımızla buluştuğumuz hem
kararın verildiği çarşamba akşamı hem bir sonraki gün, milletimizle buluştuğumuz, o kalabalıkla, sohbet
ettiğimiz o büyük buluşma hem de orada Genel Başkan’ımızla birlikte Altılı Masa’nın bir arada coşkuyla bizi
kucaklaması, liderlerin bize katkı sunması, beni oldukça mutlu etmiştir” dedi. Altılı Masa dışında kendisine
desteğini ileten tüm siyasilere de teşekkürlerini ileten İmamoğlu, “Dolayısıyla büyük bir mutabakatla,
muhalefetin güçlü duruşuyla, bu aklı, ülkemizin zihninden inşallah hep birlikte böyle tarihin derinliklerinde
bırakıp, önümüze pırıl pırıl aydınlık bir geleceğe bakacağız. Güçlü bir geleceğe bakacağız. Dünden daha güçlü
olduğumuzu unutmayın. Dünden daha muteber ve daha kabul gördüğümüzü unutmayın” dedi.
Bu haber 803 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum