Birinci Basamak Sağlık Sistemi Güçlendirilmeli, Sevk Sistemi Kurulmalı, Acil Servislerde Sadece Acil Hastalara Hizmet Verilmeli ve Sağlıkta Şiddet Durdurulmalıdır!

Birinci Basamak Sağlık Sistemi Güçlendirilmeli, Sevk Sistemi Kurulmalı, Acil Servislerde Sadece Acil Hastalara Hizmet Verilmeli ve Sağlıkta Şiddet Durdurulmalıdır!
17 Ocak 2020 - 08:44
Ülkemizde şiddet kol geziyor. Yaşamın her anında şiddeti

besleyen, neredeyse kutsayan bir iklim var. Bugün bir tüketim nesnesi haline getirilen

sağlıkta, her geçen gün artan şiddete karşı ülkeyi yönetenler hiçbir ciddi adım atmıyor.

 

Sağlıktaki şiddet eğilimini önce inkâr eden, ardından şiddetin mağduru hekimleri ve sağlık

çalışanlarını suçlayan idareciler; olaylar yılda en az bir hekim ya da sağlık çalışanının

ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına ve binlercesinin sözlü ya da fiili tacizine dönüşünce

şekilsel ve kararlılık içermeyen adımlarla oyalama yoluna gittiler. Sağlık hizmeti sunarken

şiddete uğrayan, öldürülen, bıçaklanan, kafasında mermer kırılan, tekmelere maruz kalan,

küfür ve hakaret edilen hekimlerin ve sağlık çalışanlarının arkasından timsah gözyaşları

döktüler. Oy kaybederiz kaygısıyla her beklentilerinin anında ve talep ettikleri biçimde

karşılanmasını isteyenlerin sırtını sıvazladılar.

 

Örneğin gittiği Aile Sağlığı Merkezinde, olmayan hastaya ilaç yazılmasını, saptanmayan

hastalığa tedavi uygulanmasını, gerekmeyen raporun verilmesini, istediği her ilacın reçete

edilmesini istemekle kalmayıp usulsüz ve etik dışı talebinin karşılanmaması durumunda

şiddete başvuran binlerce insan, sıradan bir kavgaya, karşılıklı darba karışmış gibi muamele

gördü.

 

80 milyon nüfuslu ülkede 120 milyon kişinin acil servislere gittiği yanlış kurgulanmış bu

sitemde kendi hastasının ve yakınlarının beklentileri karşılanmadığı anda acil servisleri savaş

alanına çeviren, acil servis içerisinde cinayet işleyebilen, sağlık çalışanlarının yanı sıra

sedyede yatan başka hastaların bile ölümüne yol açan bir cinnet ortamı sıradanlaştı. Ne bir

Aile Sağlığı Merkezinde ne de herhangi bir hastane ortamında sözel ya da fiili şiddete hiç



kimsenin kalkışamayacağı,  şiddete sıfır tolerans gösterileceğine dair caydırıcı, sonuç alıcı ve

somut adımların atılması artık zorunluluktur.

Gelişmiş ülkelerde sağlık hizmetinin çok önemli kısmını daha az maliyetle ve nitelikli bir

biçimde karşılayan birinci basamak sağlık sistemi ülkemizde ne yazık ki her dönem olduğu

gibi bugün de popülist yaklaşımların kurbanı oldu. 2018 Yılında kişi başına yapılmış olan

ortalama 2030 liralık sağlık harcamasının sadece 88 lirası koruyucu sağlık hizmetleri için

yapılmış, birinci basamak sağlık hizmetlerini kuvvetlendirmek adına yatırım yapılmamış,

birinci basamak sağlık kurumları değersizleştirilmiştir. Sağlık hizmetinin kışkırtılmış talebe

göre değil de bilim ve gereksinimler doğrultusunda yönetilebileceği “sevk zincirinin” adı bile

anılmamaktadır.

 Bugün sağlıkta yaşadığımız şiddete karşı somut ve inandırıcı adımlar atılıncaya kadar

mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ediyor, TTB 70. Büyük Kongresi’nde alınan kararla “Sağlıkta

Şiddeti Önleme Günü” olarak kabul edilen ve Dr. Ersin Arslan’ın öldürülme yıl dönümü olan 17

Nisan’da ülkemizin bütün sağlık kurumlarında “Ya Sağlıkta Şiddet Duracak Ya Da Biz Sağlık

Sistemini Durduracağız!” söyleminin kararlılığıyla İş Bırakma - GöREV eylemi

gerçekleştireceğimizi buradan duyurmak istiyoruz.
Bu haber 1369 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum