"Adbilim alandaki çalışmalar; medeniyetlerin tarihine ışık tutar"

"Adbilim alandaki çalışmalar; medeniyetlerin tarihine ışık tutar"
23 Nisan 2021 - 12:23
Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları
Enstitüsü tarafından “I. Uluslararası Adbilim Sempozyumu” düzenlendi.
Çevrimiçi düzenlenen sempozyuma, EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak,
Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Darhan Kuandıkoğlu Kıdıraili,
Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit, Türk
Dünyası Araştırmaları Enstitüsü öğretim üyeleri Prof. Dr. Zeki Kaymaz, Doç.
Dr. İbrahim Şahin, akademisyenler, dilbilimciler ve öğrenciler katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Rektör Budak, “Adbilim alandaki
çalışmalar; milletlerin, dillerin ve medeniyetlerin bugününe ve tarihine ışık tutar.
Bir kişinin adı, o kişinin dilini, milliyetini, dinini, medeniyetini ve hatta ailesinin
ve yaşadığı toplumun değerlerini yansıtan bir kodlama niteliğindedir. Benzer
şekilde yer adları da milletin bir coğrafyaya vurduğu mühürdür. Bir coğrafyanın
yer adları, o coğrafyanın sahibini, geçmişte o coğrafyada yaşayan milletleri,
uygarlıkları resmeder. Dolayısıyla, her biri bir kültür ögesi olan bu isimlerin de
derlenmesi, ölçünlü dile aktarılarak gelecek nesillere aktarılması son derece
önemlidir. Bugün 12 farklı ülkeden 60 bilim insanının katılımıyla
gerçekleştirilen bu sempozyum da bu nedenle çok kıymetli bir yere sahiptir.
Ayrıca, Türk Cumhuriyetleri arasında bilimsel işbirliğini organize etmek
amacıyla kurulan Uluslararası Türk Akademisi’nin de toplantımıza ortak
olmasından mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Bugün ilkini
gerçekleştirdiğimiz bu değerli sempozyumun ikincisinde de ortak çalışmalara
katkı vermelerini umuyoruz” dedi.
“Geniş coğrafyada milletimizi birleştiren ana kodlardan biri
adbilim”
Adbilimin, Türk cumhuriyetlerini birleştiren ana kodlardan biri olduğunu
belirten Uluslararası Türk Akademisi Başkanı Darhan Kuandıkoğlu Kıdıraili,
“Bu yıl Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığının otuzuncu yılını idrak ediyoruz.
Bu otuz yıl içerisinde önemli mesafeler kat edildi. Bugünkü sempozyumun
doğrudan konusu olan adbilim alanında da önemli gelişmeler yaşandı. Sovyet ve
Çarlık döneminde konulan birçok ad, eski, asıl haline dönüştürülerek, tarihi
adaletin yerinin bulunması sağlandı. O dönemde yadırganan ‘Türk’ adı,
hepimizi tekrar bir çatı altında birleştirerek, ‘Türk Soyu’, ‘Türk Konseyi’ ve
‘Türk Akademisi’ gibi önemli uluslararası kuruluşlar şeklinde, Türk Dünyası
kavramını güçlendirmeye devam etmektedir. Ancak, bağımsızlığımızı
kazanmamızın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen hala birbirimizi yakından

tanımıyoruz. Bizleri Baykal’dan, Balkanlar’a, Altaylardan Akdeniz’e uzanan
geniş coğrafyada milletimizi birleştiren ana kodlardan birinin ‘adbilim’
olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla, Türk Akademisi olarak, bu alandaki
çalışmalara özel önem veriyoruz. Akademi bu amaçla, Türk halklarının eski
yerleşim yerlerinde tarihi kaynaklara, belgelere ve haritalara dayalı olarak isim
ve yer adları araştırmaları ve kazı çalışmaları yapmaktadır. Türk halklarının
yaşadığı tüm bölgelerdeki tarihi adların, coğrafi yerleşim yerleri, arazi, dağ ve
nehirlerin adlarının araştırılması gibi projeler başlattık. Bunun sonucu olarak da,
‘Türk Dünyası Tarihi ve Kültürel Atlas’ını yayınladık. Bu atlasta iki yüzden
fazla harita yer almaktadır. Atalarımız gittikleri ve yerleştikleri yerlerde
yerleşim ve şehir adlarını değiştirmemişler ancak, yer, su ve dağların adlarına
özel önem vermişlerdir. Bu yer, su ve dağların adları, atalarımızın nereden
geldiklerini ve nereye gittiklerini, hangi boy ve soylara mensup olduklarını
göstermektedir. Özellikle kutsal mekânlarımızı tespit etmek için başlattığımız
‘Kafkaslar’da Türk İzleri’ projemiz Azerbaycan’da halen devam ediyor.
Özellikle Karabağ’daki eski yer ve su adları bu bölgenin yüzlerce, binlerce yıl
Türklerin Ata yurdu olduğunu göstermektedir” diye konuştu.
Adlandırdığınız ve anlamlandırdığınız dünya kadar var olabilirsiniz
Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit,
“Adbilim kişi ve nesnelerin adlandırılmasını ve adlandırmalarının kökenini,
tarihsel gelişimini konu edinir. Kişi ve eşyayı adlandırmak tüm kadim
metinlerde insanın en temel yeteneği olarak tanımlanır. İnsanın eşya üzerinde
hâkim olması dünya kurma etkinliğini ifade eder. Adlandırma bir temellük
sürecidir. Dilin ve kültürün var oluş sınırlarını gösterir. Adlandırdığınız ve
anlamlandırdığınız dünya kadar var olabilirsiniz. Dilinizin sınırları dünyanızın
sınırları kadardır. Adlandırma, mekanın eve, coğrafyanın vatana dönüşmesini
ifade eder. Coğrafya vatan değildir. Coğrafya sizinle konuştuğunda vatan olur.
Sözgelimi, Türkiye vatandır. Çünkü dağı, denizi, nehri, ovası bizimle konuşur.
Her şey bizimle dile gelir, işte bu dile gelen coğrafya, vatandır” dedi.
Dilin ve kültürün adlandırılmasında yabancılaşma etkisine değinen Prof.
Dr. Macit, “Bir dile ve kültüre ait adlandırma evreninin bozulması demek
tarihsel kırılmalara, istilalara, zihniyet değişimlerine, mağlubiyetlere ve
esaretlere işaret eder. Kişi ve nesnelerin başka bir dilin kelimeleri ile
adlandırılması yabancılaşmayı ve esareti beraberinde getirir. Adbilim kimlik
oluşturmanın, kültürel habitat kurmanın temelini oluşturur. Bu nedenle bu
sempozyum oldukça önemlidir. Ayrıca düzenlediğimiz etkinlikleri
gerçekleştirirken bizi her zaman destekleyen ve bilimsel toplantılarımıza
katılarak maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr.
Necdet Budak’a teşekkür ediyor, sempozyuma katılan değerli katılımcıları da
canı gönülden tebrik ediyorum” diye konuştu.
Üç gün süren sempozyumda, alanında uzman akademisyenler ve
dilbilimciler adbilim konusunda sunumlar gerçekleştirdi.
Bu haber 1211 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum